
Ok Ustalarımızın Anısına I
![]() |
Okçuluk hem kültürel hem de tarihsel anlamda diğer sporlardan farklılık göstermektedir. Bir yaşam biçimi haline gelen okçuluğu diğer sporlardan ayîran noktalardan biri kemankeşler kadar ustaların da değer görmesidir. Okçuluk ile ilgilenen kişilerin birçoğunun tarihe de ilgisi bulunmaktadır. Dolayısı ile her sporcu ve antrenörün bu konulara göz atmışlığı vardır.
Osmanlı dönemindeki okçu ustalarını da günümüzde Geleneksel Türk okçuluğunun en kapsamlı çalışması yapan Doç. Dr. Ünsal YÜCEL tarafından öğrendik. Birazda Doç. Dr. Ünsal YÜCEL den bahsetmekte yarar görüyorum. Çünkü bu yazının asıl kaynağı Doç. Dr. Ünsal YÜCEL ’in “Türk Okçuluğu” Kitabıdır. Kendisini saygı ve rahmetle anıyoruz. Çalışmalarımızda faydalandığımız en önemli kitaplardan biridir.
![]() |
Doç. Dr. Ünsal YÜCEL; 1 Temmuz 1935 de Eskişehir de dünyaya geldi. Adana Lisesinden Mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünü 1960 da bitirdi. “Camilerde Son Cemaat Yerinin Mimari Önemi ve Gelişmesi” Adlı tezini de vermiş olan Doç. Dr. Ünsal YÜCEL, Topkapı Sarayı Müzesinde 1963-1971 yıllarında Stajyer asistanlıkla başlayıp, Birinci Sınıf Uzman olarak devam etti. Mezun olduğu üniversitede “Kültür Tarihimizde Okçuluk Sanatı ve Müesseseleri” Tezi ile Doktorasını verdi. Akademisyenliğe geçtikten sonra Birkaç ülkede çalışmalar yaptı. 1978 de Doçentliği “20 Y.Y Batı Sanatında Gerçeklik Kavrayışı” Başlıklı Teziyle aldı. En verimli dönemlerinde 1986 Yılında, İstanbul’da Hayatını kaybetti.
Doç. Dr. Ünsal YÜCEL ‘in Teyzesinin oğlu olan, Cavlı ÇULFAZ ‘ın yazdığı “Hayattan Aklımda Kalanın Özeti” Adlı kitabında rastladığım bir satırda Ünsal Yücel’in Aldous Huxley’den bir çevirisin yayımlandığı yazıyordu. Buda bir not olarak kalsın.
Aslında Doç. Dr. Ünsal YÜCEL İki Belgesel film Yönetmenliği de yaptı. Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler 1. Siyah Kalem (İkinci Versiyon) - 1973 / Mazhar Şevket İpşiroğlu, Ünsal Yücel 2. III. Ahmet Surnamesi (Surname) - 1973 / Mazhar Şevket İpşiroğlu, Ünsal Yücel
Vefatından Sonra 1987 yılında Ünsal Yücel anısına “Sanat Tarihinde Doğudan Batıya” İsimli Sempozyum düzenlendi. Yayınlanmamış çalışmaları ortaya konuldu.
Aşağıda bahsi geçen iki Usta Okçumuzun bilgisi Doç. Dr. Ünsal YÜCEL ‘in kitabından alınmıştır. İki okçu ustasını seçmemin nedenlerinden biri, aralarındaki ilişki ve rekor okların sahipleri olmasıdır. O dönemlerde de başlarından geçen olayları daha ayrıntılarıyla bilme şansımızın olmadığı bir gerçek olmasına karşın, okuduktan sonra herkesin kendi hayal dünyasında ayrı bir yer kaplayacağını sanıyorum. Neler olmuş? Niye asılmış? Sonradan suçsuz olduğu anlaşılınca, neler düşünülmüş? Hatta Bir usta diğerine “gözü doymaz bir büyük usta” demeyi göze almış. Bu kişileri bugün ki yaşamımızla analiz etmek zor tabi, hele de bu kadar çok az bilgiyle. Yaşanan olaylar Okuyucuların hayalinde nerelere varır bilinmez ama 17. Yüzyılda yaşamış atalarımızı anmak bile insan ruhuna iyi geliyor.
![]() |
Sinan, Müezzinzade Zihgirci (15.yy.sonu-16.yy.ilk yarısı)
Müezzinzade Zihgirci Sinan, devrinin en tanınmış okçu ustalarındandır. Bir yayabaşının oğlu idi. Sanatını Sultan II. Bayezid devrinin ustalarından Keyvan Bey’den öğrenmiş, zamanının büyük kemankeşleri hizmetinde çalışmıştır. Tozkoparan İskender (Bkz. Kemankeşler) İstanbul’daki Yıldız Menzili ile Bursa’daki Bursalı Sücâ‘dan aşırı rekorunu onun oku ile atmıştır. Edirne’de Deve Kemal Menzili atışlarında hem Tozkoparan İskender’in hem Bozdoğanc Mustafa Çelebi’nin (Bkz. Kemankeşler) yaycısı idi. Bu menzilde Tozkoparan rekorunu onun oku ile değil, Bahtiyarzade Haci Hasan Çelebi’nin oku ile atınca, fitne çıkarıp esnaf birbirine düşürmüştür. Bahtiyarzade, kendisini, gözü doymaz bir büyük usta diye anar.
Bir sebeple, Sultan Yavuz Selim Hazinedârbas ile Zihgirci Sinan’ı birlikte astırmış, sonradan ikisinin de suçsuz oldukları anlaşılmıştır. Zihgirci Sinan ayni zamanda menzil sahibi bir kemankeşti; İstanbul Okmeydanı’nda rekor kırıp taş diktirmiş, fakat taşı daha 16.yüzyıl ortalarında kayıp olmuştu.
(Bahtiyarzade Üniv. v.18b-b,27-b,46a-b,48a-b,56a-b,60a,Sül.13300 v. 12a, 18b,32a-b, 35a-b; Tezkire, v. 18b,23a,46b;Tuhfe TSM,v.6s,9b)
HASAN ÇELEBİ, Bahtiyarzade Hacı (16.Yüzyıl ilk yarısı)
Usta Bahtiyar'm oğlu ve çırağı olan Hacı Hasan Çelebi devrinin en ünlü okçu ustalarından biridir. Hayatının sonuna kadar sürdürdüğü sanatını önce babasından, sonra Amasyalı Derviş Bali, Edirneli Bekar Sinan ve Gelibolulu Ramazan ustalardan öğrenmiş ve her birinden icazet almıştır.
Arşiv kayıtlarına göre, 1505 yılından önce usta olarak, Saray hesabına iş yapan okçular cemaatine girmiş, burada Sertirger Nigbolulu Hayreddin ve ağabeyi Serbölük Alaüddin b. Bahtiyar'm emrinde çalışmış ve 1558 'e kadar bu görevde kalmıştır.
1505-1511 yılları arasında, çeşitli vesilelerle Saray'a sunduğu oklara karşılık 300-1500 akçe arasında ihsanlar almıştır. Kanuni devrinde bir bayramda Padişaha sunulan hediyeler arasında, okçular cemaati adına Hasan Çelebi işi 20 tane kesme ok da bulunuyordu. Bu kayıt devrin okçuları arasındaki yerini göstermek bakımından önemlidir. 1511 yılında Hacca gitmiştir.
Hasan Çelebi, orducu esnafı olarak, Yavuz Selim'in 1514 Tebriz, 1515 Kemah seferlerine, 1517 Ridaniye Muharebesine ve Kanuni'nin 1532 Alman Seferine katılarak ordunun ok ihtiyacını karşılamağa çalışmıştır.
Okçuluk tarihimizin en önemli iki rekoru, Tozkoparan İskender'in Edirne'de Deve Kemal'den aşırı menzili ve Miralem Ahmed Ağa'nın İstanbul'da Bursalı Şüca'dan aşırı yeri Hasan Çelebi'nin okları ile atılmıştır. Okları 200 yıl sonra bile rağbet görüyordu.
Hasodalı Ali Ağa ile Katib Ahmed Efendi (Bkz. KEMANKEŞLER) İstanbul Okmeydanı'ndaki rekorlarını onun okları ile kırmışlardır.
Hasan Çelebi'nin bir başka önemli hizmeti de, sonradan okçuluk literatürmüzün ana kaynağı sayılan Bahtiyarzade Risalesi'ni kaleme almış olmasıdır. Okçuluk tarihimizin en parlak devirleri hakkında ancak bu tek kaynaktan bilgi edinebiliyoruz.
Hasan Çelebi, aynı zamanda 8 ayrı menzilde rekor kırmış ve taş diktirmiş ünlü bir kemankeşti (Bkz. KEMANKEŞLER.)
(Defter-i İn 'amat ve Tasaddukat... s. 178, 257, 316, 370, 395, 423, 449, 475; TSM Arşivi, D.9706/3, D. 9613/2, D. 9605, D. 9602, D.9612, D. 9613/3, D. 8244; Bahtiyarzade Üniv. v. 14a-b, 21a, 25a, 35a-b, 76b-77b, 82b-84a, 84b- 85b, Sül. v. 9b, 14a, 16b, 23a-24a; Tuhfe TSM, v. 20a, 24b; Telhis, s. 244)
Levent YAZICI ( 03.07.2021 Hopa)